pika-cocuk

Besleyici değeri olmayan maddelerin düzenli ve aşırı miktarda yenmesi ile karakterize bir yeme bozukluğudur.

Pika sendromu, halk arasında toprak yeme alışkanlığı olarak bilinen ve en sık çocuklarda görülen bir rahatsızlıktır. Pika terimi Latince’de ‘saksağan’ anlamına gelmekte olup saksağan gıda dışı ürünler ile benzer şekilde beslenmekle tanınan bir kuştur.

Pika ilk olarak M.Ö. 400’de Hipokrat tarafından tanımlanmıştır. Pika çocukluk yaş grubu daha fazla olmak üzere tüm toplumlarda ve yaş gruplarında görülebilir. Kültürel pika, birçok ülkenin geleneklerinde bulunur ve tüm dünyada bazı toplumlarda ortak bir uygulama olarak devam etmektedir. Kültürel olarak pika davranışı (özellikle jeofajiler, toprak ya da kil yutulması) hamilelik, çocuk sahibi olma ve emzirme ile ilişkilidir. Tipik olarak, küçük çocuklar boya, sıva, iplik, saç ve kumaş parçaları yiyebilir, büyük çocuklar toprak, hayvan dışkısı, taş, silgi ve kağıt yiyebilirler. 
Pika sıklıkla mental retardasyon ve menta sorunlarla ilişkilidir. Genel popülasyona nispeten zeka geriliği olan çocuklarda daha sık görülmekte olup zeka düzeyi düştükçe pikanın sıklığı da artmaktadır. Dünyada pikanın çok farklı tipleri görülmekte olup ülkemizde anemi ve hipotiroidi tanısı ile kömür yeme alışkanlığı olan farkı olgular bildirilmiştir.

Klinik özellikler,:Klinik görünümü oldukça değişkendir. Pika davranışları sıklıkla 12-24 aylıkken başlamaktadır. Mevcut yeme sorununun şiddeti ve tüketilen maddenin doğasına göre sekonder zehirlenme, enfeksiyon, gastrointestinal bulgular ve dental sorunlar ortaya çıkmaktadır. Birçok olgu ciddi bir komplikasyon gelişene kadar tanı konamamaktadır. Gelişimsel engelli çocuklar birçok problem davranış biçimi için daha fazla risk altında olsa da pika özellikle yaşamı tehdit eden tıbbi sonuçlarla sonuçlanabilmesi nedeniyle önemlidir. Ciddi ve potansiyel olarak ölümcül olan tıbbi komplikasyonlar arasında barsak tıkanıklığı ve perforasyon, boğulma, paraziter enfeksiyonlar ve zehirlenme sayılabilir. Daha az tehlikeli tıbbi konular ise beslenme yetersizliği, ağız ve diş sağlığı sorunları, irritabl bağırsaklar, genişlemiş kolon ve kabızlıktır.. Pika aynı zamanda sosyal damgalanmaya da yol açabilir, bunun ardından sosyal izolasyon potansiyel olarak pika maddelerini arama ve alma davranışını arttırabilir.Pikanın ayırıcı tanısında diğer beslenme bozuklukları, demir eksikliği ya da çinko eksikliği akla gelmelidir. Pika eğer ciddi boyutta değilse ve otizm spektrum bozukluğu, mental retardasyon, erken başlangıçlı şizofreni ya da Kleine Levin Sendromu tanısını karşılıyorsa; pika tanısından uzak durmak gerekmektedir.


Tedavi,
Günümüzde pika için spesifik olarak kanıta dayalı tedavi protokolü bulunmamaktadır. Tedavilerde psikososyal, çevresel, davranışsal ve aile rehberliği yaklaşımları öne çıkmaktadır. Çalışmalarda çeşitli davranışsal tedavi yöntemlerinin pikayı azalttığı ve tedavi başarısının %80’lere yaklaştığı gösterilmiştir (26). Bu yöntemlerden bazıları; pozitif ve negatif  pekiştirme, yenebilir olmayan maddelere erişimin fiziksel olarak kısıtlanması, alışkanlığı tersine çevirme, sistematik duyarsızlaştırma olarak sıralanabilir. Tedavide pikaya yönelik psikoeğitimin önemli yeri vardır. Çocuğa bakım verenler, pikanın kurşun zehirlenmesine varan komplikasyonları hakkında uyarılmalıdır. Ailenin olgunun ne yediğini denetlemesi, boya gibi kurşun içeren maddeleri yemesini önlemek açısından olguyu izlemeleri gerektiği aktarılmalıdır.    Ailenin sosyal desteğinin artırılması, güçlüklerini gidermelerine yardımcı olunması ve böylelikle anneçocuk ilişkisini iyileştirmek tedavinin önemli bir parçasıdır. Besin takviyeleri genellikle gelişimsel geriliği olan veya olmayan bireylerde pikayı azaltmak için kullanılır. Pika diğer hastalıklara sekonder ise, altta yatan hastalığın tedavisi gereklidir. Demir eksikliği olan olgularda demir tedavisi sıklıkla önerilmekte olup bir çok olguda pikayı azalttığı gösterilmiştir. Tedavide nadiren acil cerrahi girişime ihtiyaç duyulur. 

error: